Hayata Dair

Herkes Yediğinden İkram Eder (Efsane Hikaye)

Herkes yediğinden ikram eder hikayesi, okullarda tarih derslerinde hem milli duyguların pekişmesi, hem de eğitimin daha zevkli, daha heyecanlı hale gelmesi için sıkça anlatılan ve gerçekte de yaşanmış olan bir olaydır. Lafı uzatmadan hikayeye geçecek olur isek hikaye ise şu şekildedir:

Herkes Yediğinden İkram Eder Hikayesi

O zamanların İran Sultanı olan Şah İsmail, o zamanların Osmanlı Padişahı olan Yavuz Sultan Selim’e dışı kıymetli mücevher ve taşlarla süslenmiş olan bir sandık gönderir. Sandık da Yavuz Sultan Selim Han’ın huzurlarında açılır.

Sandıktan çeşit çeşit kıymetli taşlar, değerli mücevherler, kadife kumaşlar ve o dönemlerde değerli sayılan nice şey çıkar. Fakat sorun şudur ki, çok geçmeden ortalığa ilk başlarda kimsenin ne olduğuna anlam veremediği iğrenç bir koku yayılır.

Kimse anlam veremez, zira sandığın içinden çıkan şeyler değerli hediyelerdir ve böyle bir sandıkta bu koku insanlara saçma gelir. Ama olayın aslının anlaşılması çok da sürmez. Sandığın en dibinde insan dışkısı vardır. (Kimi tarihi kaynaklara göre dışkı insana değil hayvana aittir.)

1. Selim ve Şah İsmail'in Hikayesi: Herkes Yediğinden İkram Eder
1. Selim ve Şah İsmail’in Hikayesi: Herkes Yediğinden İkram Eder

Uluslararası ilişkilerden, siyasetten, politikadan az da olsa anlayan birisi bunun başta Yavuz Sultan Selim Han’a sonra da dolayısıyla tüm Osmanlı halkına hakaret anlamı taşıdığını bilir.

Bu durumdan ötürü, padişah yanındaki devlet adamlarına direkt emrini verir “Herkes düşünmeye başlasın, bu terbiyesizliğe bizim şanımıza yakışacak şekilde en güzel cevabı vermeliyiz.” der. Çok geçmeden de cevabı bulur zaten.

Yavuz Sultan Selim Han hemen “Şah İsmail’in gönderdiği sandıktan daha ihtişamlı bir sandığın hazırlanması” emrini verir. Yine değerli mücevherler ve kıymetli taşlar ile süslenmiş sandığa elmas, yakut, kadife kumaş gibi pek çok değerli şey konulur.

Ama ek olarak bir de o dönem meşhur olan enfes gül kokulu Osmanlı lokumlarından bir kutu ve kısa bir notu da yerleştirir. Velhasıl hediye sandığı en ihtişamlı şekilde hazırlanıp, Osmanlı elçisine teslim edilerek Şah İsmail’e Gönderilir.

Sandık Lokum - Herkes Yediğinden İkram Eder Hikayesi
Sandık Lokum – Herkes Yediğinden İkram Eder Hikayesi

Yolculuğun ardından elçiyle beraber sandık Şahın huzuruna varır. Sandık Şah İsmail’in huzurunda açılır. Ama bu sefer farklı olan şey, etrafa mis gibi gül kokularının yayılmasıdır.

Ardından sandıktaki hediyeler de teker teker Şah İsmail’e sunulur. Hediyeler bittikten sonra Şah tedirgin olmasın diye, Osmanlı elçisi lokumun tadına önce kendisi bakar daha sonra da büyük bir saygı ve nezaket ile Şah İsmail’e ikramda bulunur.

Üstelik bizim elçi Şaha ikram ettikten sonra da durmaz, orada ne kadar devlet adamı varsa Şah’ın iznini alıp hepsine ikram eder. Tabi bu duruma kimse de doğal olarak anlam veremez.

Tabi bizim elçi doğan bu şaşkınlığı gidermek adında, lokum sandığının altındaki notu Şah İsmail’e verir. Notu okuyunca da Şah şaşkınlıktan büyük bir utanca kapılır. Yazan not ne mi dediniz? “Herkes yediğinden ikram eder…

"Herkes Yediğinden İkram Eder" Hikayesi
“Herkes Yediğinden İkram Eder” Hikayesi

Herkes Yediğinden İkram Eder Hikayesi: Yorum

# Uluslararası ilişkilerde yapılan bu hamlenin anlamı bariz bir şekilde biz sizden daha üstünüz demektir.

# Üstelik bunu zerre kadar kabalık yapmadan yapmış olmak gerçekten büyük bir hüner işidir. Zira aynı mesaj “Siz kimsiniz de böyle bir hadsizlik yapıyorsunuz” denilerek savaş ilan edilip de yapılabilirdi. En azından böylelikle kan dökülmemiş (en azından kan dökülmesi bir süre ertelenmiş) oldu.

MrKaptanTR

Bilgisayar mühendisiyim ve boş zamanlarımda kurucusu olduğum bu platformda yazarlık yapıyorum. Özellikle yazılım ve profesyonel içerik üreticiliği alanlarında çalışıyorum. Spor yapmaktan ve gizemli konuları araştırmaktan keyif alıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu