Manevi ve Sosyal Yetenekler Neden Önemlidir?

Sosyal yetenekler basit bir alışveriş veyahut ticaret işleminde karşılıklı güveni tahsis etmekten tutun büyük bir topluluğun önünde yapılacak olan konuşmayı etkileyici ve hatta unutulmaz hale getirerek insanları büyülemeye ve hatta o anı hafızalara işlemeye, günlük yaşamda arkadaş grubu veya sevgili ile olan ilişkilerde ve hatta iş hayatıyla ilgili hayati derecede önemli görüşmeyi başarıyla tamamlamaya kadar her yerde gereklidir.

Unutmayınız ki insan yapısı itibariyle sosyal bir varlıktır ve haliyle sosyal yetenekler de hayati derecede önemlidir. İstersek (zaten tartışmalı olan) eğitimden tam puana yakın bir ortalama ile mezun olalım, iki cümleyi yan yana getiremedikten veyahut basit bir sunumu yapamadıktan sonra o ortalama ne işe yarar ki? Burada sosyal yeteneklerden kastettiğimiz unsurlar şunlardır:

✅ Tek bir sözcüğün dahi cümlenin anlamını nasıl değiştirdiğini anlayıp buna göre gelişmiş pratik odaklı bir iletişim ve hitabet gücü
✅ Sapına kadar sağlam, dolu, bilgili, yetenekli ve güvenilir insanlardan oluşan bir çevre ve sosyal güç
✅ Beden dili, ses tonu, giyim & kuşam gibi hayati derecede önemli iletişim unsurları (Bilimsel araştırmalara göre genel kanının aksine yüz yüze görüşmelerde tıpkı şu tablodaki gibi sözcükler çok da önemli değildir!)

Fakat işin kötü tarafı şudur ki insanlar hayatın yapısı itibariyle bünyesinde bulunan yarış, koşuşturma ve aksiyonlara kendisini haddinden fazla kaptırdığı için sosyal yeteneklerini geliştirmeye aman aman dikkat etmez. Geliştirenlerin de zaten çok iyi konumlara gelmeleri hiç şüphesiz çok daha kolay olmaktadır. Bugün sıfırdan dünyaya adlarını altın harflerle yazdıran bazı girişimciler bunun en güzel örneğidir.

Hayatı liseye geçiş sınavı, üniversite sınavı, üniversite eğitimi, iş hayatı gibi kısır bir döngüden ibaret sanmak çok ciddi bir şekilde yanlıştır. Bu döngü emekliliğe kadar yakanızı bırakmaz ve en başta da en değerli ve en verimli dönemleriniz olan gençliğinizi alır götürür. Tabi buradan “o zaman hiçbir şey yapmayalım; ne eğitimi, ne parası, açlıktan ölürüz be hocam” şeklinde saçma bir algıya da kapılmayın.

Zamanla Gevşeyen Toplumsal Bağlar

İşin kötü tarafı sanayi devriminden sonra çocukların ilk başta babaları ile iletişimleri azaldı. Geçtiğimiz yüzyılda kadınların iş hayatına atılmasıyla anneler ile olan iletişimler de azaldı. Zamanla ebeveynlerin yerini, bir sürü çocuğu aynı anda idare etmeye çalışan ve asla anne ve babanın yerini tutamayacak kreşler aldı. Bu yüzyılda da teknoloji sayesinde o eski arkadaşlıklar ve sosyal yetenekler kalmadı. Doksanlar ne diyorlardı kendilerine? “Biz sokaklarda oynayan dertsiz son çocuklardık…” Şimdi kaldı mı o mahalleler arası maçlar? Ahh, internette maç vardı değil mi, unuttum!

Şimdi yeni nesil sözde modern özde bilinçsiz aileler ne yapıyor? Veriyor çocuğun eline tableti, telefonu, bilgisayarı salıyor çocuğu. İnternette güvende mi, bu çocuğun psikolojik gelişimi ne olacak umurlarında değil! Sonra ahlaki birikimi ve empati gibi duyguları gelişmemiş olan çocuklar bu ebeveynleri yaşlılıklarında sevgi ile öbür tarafa uğurlamak yerine huzur evlerine postalamayı tercih ediyorlar.

Bugün saadet getiren (bakın mutluluk değil saadet getiren) şeyler para ile alakalıdır. Tamam para da gerçekten hayati derecede önemlidir kabul. Fakat sevgi bedavadır. Mutluluk, en basitinden gülümsemek ve pozitif olmak bedavadır. Bunlar sadece manevi değil, maddi faydaları da mevcuttur. Burada Baki merhumun “Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş meğer” sözlerini ve ünlü iş adamı Vehbi Koç’un vasiyetini tekrardan hatırlatmak istiyorum.
(Ayrıca Bakınız: Vehbi Koç’un Vasiyeti: Öbür Tarafa Çorap Bile Götüremedim)
(Ayrıca Bakınız: Baki Kalan Bu Kubbede Bir Hoş Sada İmiş)

Teknoloji İle Gelen Nimetler ve Sorunlar

Sosyal medyanın çoğu zaman insan psikolojisine zarar verdiğine dair şikayet ve tespitleri duymaya alışkınız. Şimdi ise Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde yapılan sosyal medya araştırması, bu tespitlerin doğru olduğunu söylüyor. Araştırmayı yöneten Profesör Brian Primack’a göre, sosyal medya kullanımı arttıkça insanların sosyalleşmesi azalıyor.

19-32 yaş arasındaki 2000 birey arasında yapılan araştırmaya göre, sosyal medyada günde iki saatten fazla zaman geçirmek, bireylerin kendini sosyal dünyadan izole etme ihtimalini iki kat arttırıyor. İşte bu bugün insanın kendi bilinci ve hatta kendi ruhu ile arasına mesafe koymasıdır. İnsanlığın kendini manevi olarak adım adım tüketmesi ve bitirmesidir.
(Ayrıca Bakınız: Sosyal Medya Bağımlılığı İle Kalabalıklar İçinde Yalnızlaşan İnsanlar)

Ha sanmayın ki sadece sosyal medya bağımlılığı için konuşuyoruz. Benzer bir durum elbette ki teknoloji bağımlılığı gibi bütün bağımlılıklar (ama özellikle sosyal ve manevi yeteneklere darbe vuran şeyler) için de geçerlidir. Tabi burada da teknolojinin faydalarını da elbette ki inkar etmiyoruz. Fakat bu gerçeklerin de üzerini örtemeyiz!
(Ayrıca Bakınız: Farklı Bir Bakış Açısı İle Teknoloji Bağımlılığı)

İş Hayatından Sosyal Yaşantıya…

Bugün insanlarla iletişim kurmayan birisinin yarın işinde iş arkadaşlarına, patronuna veya iş yapacağı diğer kişilere karşı nasıl başarılı bir iletişim kurmasını bekleyebiliriz ki? Kandırılmadan, yanıltılmadan, iddialı, başarılı ve performanslı bir şekilde iş başarmasını nasıl bekleyebiliriz ki? İmkansız demiyorum yanlış anlaşılmasın ama gereksiz yere bu konularda kendi topuğumuza sıkmak niye?

Atalarımız “ağaç yaşken yetişir” demiş. Ve hatta daha da ileri gidiyorum atalarımız “birlikten kuvvet doğar” ve “damlaya damlaya göl olur” başta olmak üzere pek çok kez birliğin gücünü anlatmışlardır. Peki günümüzde modern dünya bize neyi öneriyor? Zıttını! Hem de 180 derece tam zıttını!

Bireyselleşen, sadece kendini düşünen, sadece maddiyatçı olup maneviyatı yani es geçen, paraya adeta tapan, her şeyi paradan ibaret sanan (paranın çok önemli bir şey olduğu gerçeğini elbette ki inkar etmiyoruz), insanlığın ve medeniyetin binlerce yıllık kültürünün kadim mirası olan toplumsal değerlere sahip çıkmayan (bırakın sahip çıkmayı onların ne olduğunu dahi bilmeyen) gösteriş meraklısı insanların psikolojik olarak adım adım çökmeleri ve çeşitli korkular kazanmaları kaçınılmazdır. Ki burada ironik olan şey asıl öldürücü olanın korku olmasıdır.
(Ayrıca Bakınız: İbn-i Sina’nın Kurt Kuzu Deneyi)

Sadece geçtiğimiz 50 yılda bırakın ölen komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerini boşanmalardaki artış ve evliliklerdeki azalış (ve EN ÖNEMLİSİ bu tarz gelişmelere paralel olarak toplumda artan mutsuzluk ve anti depresan vb. kullanımı) bile bu durumu son derece açık bir şekilde gözler önüne sermektedir. Aslolan bu tarz veriler arasındaki ilişkiyi kurabilmektir!

Kadın Erkek İlişkileri

Unutmayın ki su testisi su yolunda kırılır. Kişinin ektiklerinin ve ekmediklerinin sonuçlarını eninde sonunda biçeceği hiç şüphesiz açıkça ortadadır. Örneğin kadın-erkek ilişkilerinde zamanında tecrübe kazanmamış, pişmemiş, çiğ ve ham kalmış bir kişinin sonu hazindir.

Örneğin bu durumdaki bir erkek bir akıllı ve kurnaz bir gold digger’e servet kaptırmış olabilir, bırakın serveti kaptırmayı flörtüyle yediği parayı nafaka adı altında ödüyor dahi olabilir. Benzer bir durumdaki bir kadın da bir playboyun arkadaşlarına hava atarken kullandığı bir skordan fazlası olamayacaktır. Bu süreçte insanlık ve ahlak adına kavramlar zaten unutulmuş ve yerlerini şeytani hislere bırakmıştır… Örnekler çoğaltılabilir, tıpkı şunun gibi:

Ana Sayfa:
https://technogezgin.com/
Özgün ve Kaliteli İçeriklerimiz:
https://technogezgin.com/blog/